Markaların Karşılaşabileceği 6 Reklam Zorluğu

Arama yapanların %90’ının, aramaya başlamadan önce bir marka hakkında karar vermediklerini biliyor muydunuz?

Bu, çevrimiçi reklamcılığın bu kadar rekabetçi olmasının ana nedenlerinden biridir. Sürekli artan rekabet, markaların çevrimiçi reklamcılık yaparken karşılaştıkları zorluklardan yalnızca biridir (bu konuya aşağıda daha ayrıntılı olarak değineceğiz).

Yine de reklam, herhangi bir işletmenin pazarlama stratejisinin hayati bir bileşenidir. Öyleyse, “Diğer bazı reklamcılık zorlukları nelerdir ve bunların üstesinden nasıl gelebiliriz?” diye merak ediyor olabilirsiniz.

Bu gönderide, uzmanların markaların gelecek yıl karşılaşabileceğini düşündüğü reklamcılık zorluklarını gözden geçirelim ve bunların nasıl üstesinden gelinebileceğini tartışalım.

1. Doğru hedef kitleye ulaşmak.
Atasözü, reklamcılığın (ve genel olarak pazarlamanın), doğru kitleye, doğru mesajla, doğru zamanda ulaşmakla ilgili olduğunu söyler. Ancak doğru kitleye ulaşmak, reklamverenler için giderek zorlaşıyor ve bir meydan okuma haline geliyor.

Önerilen makale: pazarlama inovasyonu hakkında bilgi almak ve güncel inovasyon haberlerine ulaşmak için ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.

YourDigitalWeb’in kurucu ortağı, genel müdürü ve içerik başkanı Valentina Turchetti, “Markalar yeniden hedefleme ve gelişmiş kitle hunisi oluşturmayı kullansalar bile, kullanıcıların reklamları görmemeyi seçebilecekleri Apple’ın izleme değişikliklerini dikkate almaları gerekir. Apple cihazlarını kullanan kullanıcılar reklamlara ‘hayır’ diyebilecekleri için iş sonuçları önceki aylara veya geçen yıllara göre daha düşük olabiliyor.”

Bu zorluğun üstesinden nasıl gelinir: Bu, belirli reklam kampanyalarındaki sonuçları etkileyebilirken, sektörün bu zorluğa uyum sağlamak için değişeceğini unutmamak önemlidir. Aslında bu, markaların daha yerel reklamcılık seçeneklerine güveneceği ve/veya sadık müşterilere reklam vermeye odaklanacağı anlamına gelebilir. Bunlar sadece birkaç fikir, ancak doğru kitleye ulaşmak zorlaştıkça reklam stratejilerinin değişmesi gerekecek. Ek olarak, reklamlarınızı CRM’nizle entegre etmek ve daha fazla müşteri bulmak için Terminus, LeadsBridge ve AdRoll gibi ürün ve hizmetleri kullanabilirsiniz.

2. Yeterli bütçe ayırmak.
Reklamverenlerin gelecekte karşılaşacakları bir başka zorluk da yeterli bütçe ayırmaktır. Bütçe genellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin pazarlama ve reklamcılık dünyasında bir zorluktur, ancak bu zorluk daha büyük şirketleri de etkilemeye başlayacaktır.

Turchetti ekliyor: “Reklamcılık artık sadece bir seçenek değil, markaların buna bütçe ayırması gerekiyor. Hedefin kullandığı mecraya göre markalar Facebook, Instagram, Linkedin, Google Ads vb. önümüzdeki aylarda erişim daha da düşecek. Facebook&Company’nin şirketler olduğunu unutmayın – yani – özellikle reklamlarla iş yapar ve para kazanırlar, bu nedenle hedefleri markaları reklam yapmaya zorlamak olacaktır. Giderek daha fazla.”

Bu zorluğun üstesinden nasıl gelinir: Turchetti’nin vardığı sonuç, sosyal medyanın organik erişimi düştükçe ve SEO sonuçları daha değişken hale geldikçe giderek daha mantıklı hale geliyor. Bununla mücadele etmenin en iyi yolu, verileri bütçeleme kararları veren liderliğinize ve yönetici ekibinize göstermek ve genel reklam bütçenizi artırmaktır.

3. Ölçeklenebilirlik.
Elbette, markaların karşı karşıya olduğu bir başka reklamcılık zorluğu da ölçeklenebilirliktir. Şirketinizle birlikte büyüyebilecek çevrimiçi kampanyalar yürütmeniz gerekecek.

Turchetti şöyle diyor: “Bu sadece performans gösteren bir kampanya oluşturmakla ilgili değil. Mesele, işinizi verimli bir şekilde büyütmek için kampanyalarınızı ölçeklenebilir hale getirmek. Bence açılış sayfaları, dönüşümlerin anahtarıdır ve öyle olacaktır. Markaların yüksek dönüşüm sağlayan mükemmel kampanyalar oluşturduğunu varsayalım. hedeflenen bir kitleyle A/B testleri yapıyorlar, her kampanya için hangi CTA’nın en uygun olduğunu anlıyorlar: bu yeterli değil.”

Bu zorluğun üstesinden nasıl gelinir: Peki, ne yaparsınız? Turchetti, “Markalar, farklı hedef gruplarına ve pazarlama kanallarına farklı şekilde hitap eden güçlü açılış sayfaları oluşturmak, test etmek ve çalıştırmak için çok çalışmak zorunda.”

4. Rekabet.
Yukarıda tartıştığımız gibi, çevrimiçi reklamcılık rekabetçidir. Bu rekabet, markaların doğru kitleye doğru şekilde ulaşmasını zorlaştırıyor.

Blue Wind Pazarlama Başkanı Lewis Goldstein, “Çevrimiçi reklamcılık alanına daha fazla marka girdikçe, rekabet daha da şiddetli hale gelecek” diyor.

Bu zorluğun üstesinden nasıl gelinir: Goldstein, hedef kitlenizi daha derinden tanımanızı önerir. “Bu, reklamcıları müşterilerin nasıl düşündüklerini (mantık) ve hissettiklerini (duygular) öğrenerek müşteri motivasyonlarına daha derin bir dalış yapmaya zorlayacak” diyor. Hedef kitlenizi ne kadar iyi tanırsanız, etkili reklam kampanyaları oluşturmak o kadar kolay olacaktır.

5. Tek bir pazarlama kanalına güvenmek.
Çevrimiçi reklamcılık bu noktada tam olarak bir seçenek gibi gelmiyor. Bununla birlikte, reklam endüstrisindeki büyük bir zorluk, tek bir pazarlama kanalına güvenmektir.

Goldstein şu yorumu yapıyor: “Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın yaşadığı son kesintiyle, tek bir pazarlama kanalına güvenmenin -bu konuda ustalaşmış olsanız bile- akılsızca bir hareket olduğu hiç bu kadar net olmamıştı. kendi kum havuzları ve onların kurallarına göre oynamak zorundalar.”

Bu zorluğun üstesinden nasıl gelinir: Bu zorluğun üstesinden gelmenin en iyi yolu, hangi kanallarda reklam verdiğinizi stratejik olarak düşünmektir. Goldstein, “İşte bu yüzden kullandığınız kanalları çeşitlendirmek akıllıca olur, böylece her mevsime hazırlıklı olursunuz” diyor.

6. Duyguların gücünü küçümsemek.
Son yıllarda, reklamcılık sektöründe büyük rol oynayan nostaljik ve duygusal bir içerik dalgası gördük. Bunun sadece uzaklaşan bir trend olduğunu düşünebilirsiniz, ancak tekrar düşünün.

Goldstein, “Yalnızca mantığı kullanarak ve duyguların oynadığı temel rolü unutarak müşterilere hitap etmek, masaya çok para bırakır. Nihayetinde insanlar, yapılacak doğru şey olduğunu düşündükleri için ürün ve hizmet satın alırlar,” diye hatırlatıyor Goldstein. “Duyguların karar alma davranışını yönlendirdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sonuç olarak, düzgün bir şekilde uygulandığında bu, daha fazla dönüşüm, satış ve gelir sağlar.”

Bu zorluğun üstesinden nasıl gelinir: Bu zorluğun üstesinden gelmek için, duyguların satın alma kararlarını yönlendirdiğini kanıtlayan bilime güvenin. Kitlenizle en etkili şekilde bağlantı kurabilmeniz için bu verileri reklam kampanyalarınızı bilgilendirmek için kullanın.

Reklamcılık dünyası her zaman değişiyor ve teknoloji geliştikçe yeni zorluklar ortaya çıkıyor. Ancak, bu zorlukları düşünmek, bunları aşmanın yollarını gözden geçirmek ve reklam stratejilerinize uyarlanabilir olmak önemlidir.

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın